Fare İlaçlama

Fareler karşılaşmaktan pek hoşnut kalmadığımız, özellikle evlerimizde gördüğümüzde midemizi bulandıran kemirgen haşarelerdendir. Fareler memeli hayvanlar olduklarından, bu özelliğiyle diğer tüm haşare türlerinden farklıdır. Dünyanın her yerine yayılmış, neredeyse her iklime uyum sağlayabilmişlerdir. Fareler çok hızlı hareket edebilen ve üreyebilen canlılardır. Türlerine göre boyutları ve renkleri değişkenlik gösterir. Yanaklarında 2 adet keseleri bulunur ve bu keseler sayesinde yiyeceklerini taşıyabilirler. Bıyıkları sayesinde ortamdaki sıcaklık değişimini rahatlıkla farkedebilirler.

Fareler yeryüzünde neredeyse her tür iklim koşuluna uyum sağlayabilmiş canlılardır. Dünya üzerinde de pek çok türü bulunur. Lağım faresi, fındık faresi, tarla faresi, geyik faresi, odun faresi, çatı faresi, ev faresi bu türlerden bazılarına örnektir.

Farelerin ortalama ömrü 2 ila 5 yıl arasında değişkenlik gösterir. Çevresel faktörlere bağlı olarak fareler daha uzun yada daha kısa yaşayabilirler. Örneğin; doğal ortamında sürekli avcı hayvan tehlikesiyle karşı karşıya olan farelerin ömrü 1 yıl olabilirken, evlerimizde yaşayan farelerin ömrü 3-4 yılı bulabilir.

Farelerin boyutları türlerine göre değişkenlik gösterir. Ev fareleri ortalama 8-10 cm boyutlarındadır. Lağım ve çatı faresi olarak adlandırılan farelerin boyutları ise 30 cm civarındadır. Bunun yanı sıra farelerin yavru ve erişkin olanlarının aralarında ise yine bir boyut farkı bulunmaktadır.

Fareler her ne kadar memeli hayvanlar grubuna girseler de haşareler gibi hızlı üreme özellikleriyle bilinirler. Çok kısa sürede nüfuslarını artırabilirler. Tek seferde ortalama 5 ila 15 yavruya kadar doğurabildikleri bilinmektedir.

Pek çok canlı gibi farelerin de yaşamlarını idame ettirebilmeleri için yemek yemeleri gerekir. İnsanlar da dahil olmak üzere çoğu canlı aç ve susuz birkaç gün idare edebilir. Bu durum fareler için de geçerli. Bir fare yemek yemeden yalnızca birkaç gün yaşamını devam ettirebilir. Bunun yanı sıra farelerin kendilerine besin kaynağı bulmak konusunda zorlanmadıklarını da hatırlatmak gerekir. Çok ufak deliklerden dahi geçebilen fareler kolayca kendilerine besin bulabilirler. Ancak bu besinleri bulamadıkları taktirde ise 2 ila 4 gün süreyle de aç kalabilirler.

Fareler yemek yemeden kısa bir süre hayatta kalabilse de, aylarca susuz yaşayabilirler.Bunun sebebi ise aslında birçok hayvan gibi, farelerin de ihtiyaç duydukları suyun çoğunu veya tamamını yedikleri gıdalardan elde etmesidir. Bu sebeple fareler uzun süre aç kalırsa hayatta kalamazlar ancak su ihtiyaçlarını besin kaynağı buldukları sürece giderebilirler.

Diğer haşarelerin aksine fareler memeli hayvan sınıfındadır. Çok hızlı üreyebilme özelliğiyle bilinirler. Çiftleşme dönemleri geldiğinde dişi fareler, erkek farelerin ilgisini çekmek için feromon adı verilen bir hormon salgılar. Bu feromonu algılayan erkek fareler ise çiftleşme çağrısını dişi farelere duyurmaya çalışır. Her erkek fare bunun için farklı tür ses kullanır. Fare seslerinin yoğun olarak duyulmasının sebebi ise muhtemelen çiftleşme dönemlerinin olmasıdır.

Fareleri evlerimizde çoğunlukla sonbahar ve kış mevsiminde görürüz. Bunun sebebi ise farelerin besin kaynaklarını yazın dışarıdan elde edebilmesi. Kışın kötü hava şartları sebebiyle besin bulmakta zorlanan fareler sıcacık evlerimizi tercih ederler. Bunun yanı sıra en sevdikleri hava koşulları da sıcak havalardır.

Fareler, yapıları her ay doğum yapmaya müsait olsa da yılda en fazla 4-7 kez doğururlar. Üremeleri yaklaşık olarak 2 ayda bir tekrarlanır. Farelerin ürediği belirli bir mevsim yoktur. Tüm yıl boyunca yavruları olabildiği gibi, her iklim koşuluna da kolaylıkla uyum sağlayabilirler.

Fareler, insanlardan çok da farklı değildirler bu nedenle çoğu deney fareler üzerinde yapılır. Duygularını ifade etmek için ve başka bir dost kemirgenin yiyecek kaynağı , su ve barınak bulabileceği yerlerde iletişim kurmak için sesler çıkarırlar. Sesleri genellikle gıcırtı şeklindedir. Bunun yanı sıra fareler hem ultrasonik hem de işitilebilir sesler çıkarabilir. Farelerin gıcırdadığını duyduğunuzda, muhtemelen yakındaki diğer farelerle iletişim kurdukları anlamına gelir. Bu sesleri geceleri duymanız daha olasıdır.

Hayatta kalma içgüdüleri, farelerin daha büyük hayvanlardan kaçınmalarına neden olur. Geceleri aktif olmaları, farelerin yırtıcı hayvanlar tarafından görülmekten ve insanlarla temastan kaçınmalarına yardımcı olur. Fareler tehlikeden kaçındıkları için, yüksek seslerden veya parlak, yanıp sönen ışıklardan da korkabilirler.

Farelerin peynir sevdiği herkes tarafından bilinir. Ancak en çok sevdikleri şey peynir değildir. Karbonhidrat açısından peynirden daha zengin gıdalar fareler için daha cazip olacaktır. Farelerin yemekten en çok hoşlandıkları şey çikolatadır. Çikolata, fareler için peynire göre daha cezbedici bir besin kaynağıdır. Bunun yanı sıra tahıl ve et yemekleri de farelerin gözde yiyecekleri arasındadır.

Fareler yiyecek konusunda seçici değillerdir. Fareler omnivor (hepçil) canlılardır bu da hem bitkileri hem de et yedikleri anlamına gelir. Teknik olarak omnivor olmalarına rağmen fareler; tahıllar, tohumlar ve meyvelerden oluşan, esasen karbonhidrat bakımından yüksek olan her şeyi tercih ederler. Sıradan ev fareleri bulabildiği hemen hemen her şeyi yiyeceklerdir. Aslında, yiyecek azsa, fareler birbirlerini bile yiyebilirler.

Fareler besin ve su kaynağı bulabildiği her yerde yaşayabilmektedir. Ev fareleri, insan yapılarının içinde ve çevresinde yaşar. Yuvalarını genellikle ; duvar boşluklarına, çatı katlarına, bodrumlara, dolaplara, depo, kiler ve benzeri birçok kuytu yere yapabilirler. Tarla fareleri gibi besin kaynaklarını toprak altından sağlayan fare türleri ise ağaçlık alan, bahçe ve tarla gibi yerleri tercih ederler.

Farelerin evlerimize besin arayışı için yada soğuk hava koşullarından korunabilmek için geldiklerini unutmamak gerekir. Bu sebeple onları nerede aramamız gerektiğini çok iyi biliriz. Farelerin besin kaynaklarını en yoğun olarak bulabilecekleri yer şüphesiz ki mutfak yada kilerlerimizdir. Yuvalarını genellikle kuytu köşelere yapmayı tercih eden farelere ; çatı katı, bodrum katı, havalandırma , dolap arkaları , duvar oyukları gibi yerlerde rastlamamız kuvvetle muhtemeldir.

Fareler yuvalarını genellikle kuytu yerlere yapmayı tercih ederler. Gündüzleri etrafta görünmüyorlarsa, muhtemelen yuvalarına çekilmişlerdir. Besin kaynaklarını genellikle bizler etrafta olmadığımız zamanlarda ararlar ki bunun için ise en uygun zaman gece saatleridir. Fareler yuvalarını ; duvar oyukları, çatı katları, bodrum, kiler, depo, dolap arkaları gibi karanlık yerlere yapmayı tercih ederler.

Oldukça hızlı, atik, çevik olan fareler aynı zamanda çok iyi tırmanıcılardır. Dik yüzeylere dahi kolayca tırmanabilirler. Ancak tırmandıkları yerin yüzey malzemesi önemlidir. Örneğin; beton, tuğla, dış cephe kaplaması, sıva, ahşap kaplama, kiremit, vb. yüzeylere rahatça tırmanabilirken, cam gibi pürüzsüz yapıda olan yüzeylere tırmanmakta zorlanırlar.

Ev fareleri; baykuşlara, şahinlere, kedilere, köpeklere, kokarcalara ve yılanlara av olabilirler. Peçeli baykuşlar özellikle en etkili fare avcılarıdır. Bu baykuşlar, bir gecede bir düzineden fazla fareyi tüketebilirler.

Farelerin keskin tat, duyma, koku alma ve dokunma duyuları vardır. Mükemmel tırmanıcılardır ve her türlü engebeli dikey yüzeye tırmanabilirler. Aynı zamanda inanılmaz yüksekliklere de atlayabilirler! Farelerin yaklaşık 25 cm yüksekliğe atladıkları gözlenmiştir. Ortalama boyutlarının 3 ile 10 cm arasında olduğu düşünülürse, farelerin zıplama konusunda da yetenekli oldukları söylenebilir.

Neyse ki, fareler saldırgan değildir ve genellikle insanları tehdit altında kaldıklarında veya köşeye sıkıştıklarında ısırırlar. Onlarla uğraşmadığınız sürece, ısırılma olasılığınız çok düşüktür. Fare ısırıkları genellikle ciddi değildir, ancak ısırıldığınız taktirde bir doktora görünmek yine de iyi bir fikir olacaktır. Kemirgen ısırıklarının ana tehdidi ise enfeksiyon riskidir.

Farelerin yeteneklerinden birisi de iyi bir yüzücü olmalarıdır. Ön ve arka ayaklarını hatta kuyruklarını da yüzmek için kullanabilirler. Karada hızlı şekilde hareket ettikleri gibi suda da aynı hızla hareket edebilirler. Bunun yanı sıra, tamamen suya daldırıldığında, farelerin nefeslerini üç dakikaya kadar tutabildiği de bilinmektedir.

Farelerin renkleri de türlerine göre değişkenlik gösterir. Renkleri; beyazdan açık kahverengiye, koyu kahverengiye, gümüşe, griye veya siyaha kadar değişebilir. Bazı fareler ikili renklenme de sergileyebilirler. Beyaz ve kahverengi, bu kombinasyonların en yaygın olanıdır. Evlerimizde sıklıkla karşılaştığımız ev farelerinin rengi ise açık kahverengi veya gri ve siyah arası bir renkte olurlar.

Fareler diğer haşarelere göre daha fazla dışkı üretirler. Fareler günde ortalama 50-60 adet topak şeklinde dışkılarlar. Çoğunlukla 1-2 mm boyutlarında olan fare dışkıları, genellikle siyah renktedir. Görüntü itibarı ile çörek otuna benzemektedir. Fare dışkısı taze ise yumuşak ve koyu renkte olur. Üstünden birkaç gün geçtikten sonra sertleşir ve daha mat siyah bir renge bürünür. Ancak farenin türüne göre dışkısı da değişebilir.

Farelerin türüne göre dışkılarında da değişiklik gözlenebilir. Karşımıza çıkma ihtimali en yüksek olan ev farelerinin dışkıları dikdörtgen şekline benzer ve küt uçludur. Genellikle kümeler şeklinde görürüz. Boyutları 1 ila 1.5 mm boyutlarındadır. Renkleri ise koyu kahve yada siyahdır. Taze dışkılar genellikle yumuşak ve koyu renklidir. Gün geçtikçe sertleşir ve mat siyah bir renk alır.

Fareler hem etçil hem de otçuldur. Hem etle hem de otla beslendikleri için hepçil hayvanlar grubuna girer. Ancak büyük ölçüde otçul olarak beslenen fareler, her türlü meyve veya tahıl ürününü tüketebilirler. Bunun yanı sıra, sıradan ev fareleri bulabildiği hemen hemen her şeyi yerler.

Fareler bazıları için sevimli yaratıklar olsa da, oldukça tehlikeli ve zararlı hayvanlardır. İnsanlara zarar verebilecek çeşitli bakteri ve virüsleri taşırlar. Bu hastalıkların başında; Hantavirüs, veba, leptospiroz gelir. Çoğunlukla pis ortamlarda gezinen fareler, insanlara bu hastalıkları farklı yollarla bulaştırabilmektedir. Oldukça ciddi sonuçları olan bu hastalıklar, fare dışkısı veya fare ısırıkları yoluyla bizlere bulaşabilmektedir.

Fareler çok keskin dişlere sahiptir. Yeterince besin kaynağı bulamadıkları yada insanları bir tehdit olarak gördükleri durumlarda ısırabilirler. Fare ısırıklarında en sık rastlanan belirtiler; ısırılan bölgede kızarıklık, şişlik, şiddetli ağrı ve acı yada iltihaplanmadır. Fareler pek çok hastalığı bünyesinde barındırıyor olabilir. Hastalık bulaşan kişilerde ; eklem ağrısı,baş dönmesi,baş ağırısı, mide bulantısı,ateş veya ciltte döküntü görülebilir.

Fareler gececi hayvanlardır. Bu nedenle en çok karanlıkta ortaya çıkarlar ve yiyecek ararlar. Genelde parlak ışıklardan hoşlanmazlar, ancak gün içerisinde de fareyle karşı karşıya kalabilirsiniz. Bunun anlamı çoğunlukla yiyeceksiz kalması yada yuvasının bozulmuş olmasıdır. Gün içerisinde fareyle karşılaşmışsanız bunun bir diğer anlamı ise eviniz fare istilasıyla karşı karşıya kalmış olabilir.

Farenin latince karşılığı “ Mus ( Genus)“ ‘tur.

Evinizde fare tehditiyle karşı kaşıya kaldıysanız, bu farelerden kurtulmak için pek çok çözüm bulabilirsiniz. Fare kapanı kurmak, fare zehiri yada fare yapışkanı kullanmak, hatta bir hayvan yardımıyla dahi onlardan kurtulmayı tercih edebilirsiniz. Ancak bu çözümlerin hepsi vakit kaybı yaşamanıza sebep olabilir. Fareler diğer haşare türlerinin aksine çok ciddi zararlar verebilir. Pis ortamlarda sıkça gezinen farelerin, pek çok çeşitli bulaşıcı hastalığı taşıdığını da biliyoruz. Bu sebeple farelerden en kısa sürede kurtulmak için profosyonel bir ilaçlama firmasıyla anlaşmamız ve evimizi ilaçlatmamız en etkili ve kesin çözüm yolu olacaktır.

Tıpkı insanlar gibi farelerin de uykuya ihtiyaçları vardır ancak uyku alışkanlıkları bizimkinden biraz farklıdır. Fareler gececi hayvanlardır ve uyku alışkanlıkları da bulundukları ortamlara göre değişebilir. Tehlikenin en az olabileceği gece saatlerinde aktiftirler. Aynı zamanda farelerin gözleri çok zayıftır ve parlak ışıklara duyarlıdır. Bu sebeple gündüz saatlerinde yuvalarına çekilip uyumayı tercih ederler. Ortalama 12 saat kadar uyudukları bilinmektedir.

Fareler ve sıçanlar arasındaki en ayırt edici fark boyutlarıdır. Fareler ortalama 3 ila 10 cm boyutlarında ince yapılıyken , sıçanlar ise boyut olarak daha büyük ve daha kaba bir kürke sahiptir.Bunun yanı sıra, sıçanlar kapalı alanlarda kalmayı pek tercih etmezken, fareler her tür ortama ayak uydurabilirler. Yaşam sürelerindeki farklılık da ayırt edici unsurlardandır. Sıçanların ömrü farelere göre daha kısadır. Dışkılarına bakarak da sıçan ve fareyi ayırt edebiliriz. Fare dışkıları genellikle çubuk şeklindeyken, sıçan dışkıları kapsül şeklindedir.

Fareler evlerimize genellikle duvarlarda, zeminlerde ve temellerde bulunan çatlaklar veya deliklerden girerler. Genellikle bir fareyle karşılaşıncaya kadar bu deliklerin farkında olmayız. Fareler vücut yapıları gereği çok küçük boşluklardan bile geçebilirler. Bunun yanı sıra, fareler sadece pencerelerdeki veya tavanlardaki boşluklardan değil, kanalizasyon hatlarından da girebilirler. Drenaj boruları düzgün şekilde kapatılmazsa, fareler evlere lavabo veya küvet kanallarından da girebilir. Ayrıca sıhhi tesisat ve gaz hatlarının etrafındaki giriş deliklerinden içeri girdikleri de bilinmektedir.

Fare zehiri kulağa hoş gelebilir ve kolay bir yol gibi görülebilir, ancak uzmanlar bu seçeneği önermiyor. Zehir fareleri öldürecek olsa da, fare leşleriyle beslenebilecek hayvanları da öldürebilir. Ayrıca sizin ve varsa evcil dostunuz için de ciddi zararları olabilir. Zehirlerin çoğu ise anında etki göstermez. Farenin zehirden yemesi, yuvasına dönmesi ve ancak o zaman ölmesi beklenir. Ne yazık ki, fareler küçük delikleri sever ve genellikle duvarlar gibi ulaşılması zor yerlerde ikamet ederler.

Fareler saldırgan hayvanlar değillerdir ancak genellikle insanları tehdit altında kaldıklarında veya köşeye sıkıştıklarında ısırırlar. Böyle bir durumda da insanların yumuşak dokulu organlarına yönelirler. Kulak, dudak, burun, parmak gibi organlar farelerin ısırma eğiliminde oldukları organlarımızdandır. Uzun süre aç kalan fare, insanları ısırabilir.

Fareler tırmanma konusunda çok yetenekli hayvanlardır. Dış yüzeylere rahatlıkla tırmanabildikleri gibi iç yüzeylere ve borulara da tırmanabilmektedirler. Bu sebeple klozette fare görme ihtimaliniz oldukça yüksektir. Drenaj boruları düzgün şekilde kapatılmazsa, fareler evlere lavabo veya küvet kanallarından da girebilir.

Fare zehiri kullanmak en kolay yol gibi gelebilir ancak insan sağlığı için ciddi sonuçlar doğurabilir. Bunun yanı sıra varsa evcil hayvanınız bile bu şekilde zehirlenebilir. Fare zehiri bünyesinde damar tıkanıklığı ve kanın pıhtılaşma sorununu tedavi etmekte kullanılan antikoagülan maddesini barındırır. Yüksek dozajlarda etkili madde içerdiği için kılcal damarlarda kanın çok hızlı hareket etmesine yol açar ve farelerin iç organlarının parçalanmasına neden olur. Günümüzde üretilen fare zehirleri çok güçlüdür. Ancak anında etki göstermezler. Bu zehirlerle temas da bizler ve diğer canlılar için çok ciddi zararlara sebep olabilir.

Ölü fare kokusu uzun mesafelere yayılabilen çok ağır bir kokudur. Sıcaklığın ve nemin fazla olduğu yerlerde daha fazla hissedilir. Bu kokuyu ortadan kaldırmak çok zordur. Geniş bir alana yayılması sebebiyle de farenin ölüsünü bulup, kokuyu ortadan kaldırmaya çalışmak da bir o kadar zordur.

Farelerin dünya üzerinde bilinen pek çok türü vardır. Her türlü iklim şartlarına uyum sağlayabilen farelerin ülkemizde en çok görülen türleri ; Lağım faresi, ev faresi, fındık faresi, tarla faresi, geyik faresi, odun faresi, çatı faresidir. Bu türlerden ev, işyeri ve ofislerde sıklıkla karşımıza çıkan ev fareleridir.

6 haftalık dişi ev faresi olgunlaşmış ve kendi yavrularını üretmeye hazırdır. Bu hızlı olgunlaşma süreci, farelere muazzam üreme yetenekleri sağlar. İç mekanda yaşamak, tüm yıl boyunca üreyebilecekleri için bu yetenekleri geliştirir. Dış mekanlarda üreme yalnızca ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında gerçekleşir. Bir farenin evinize sığınması üreme veriminin artmasına yol açtığı gibi, yaşamlarının uzunluğu da artırır. Ortalama bir fare doğada sadece yaklaşık 12 ay yaşayabiliyorken, iç mekanlarda bu sayı 2 ila 3 yıla kadar çıkabilir. Bunun nedeni, farelerin kapalı ortamlarda sert hava koşullarına veya avcılara maruz kalmamasıdır.

Farelerin koku alma duyusu çok gelişmiştir. Her canlıda olduğu gibi farelerin de sevmediği kokular vardır. Naftalin, amonyak,mazot, soğan, nane, fesleğen,karanfil, kekik bu kokulardan bazılarıdır.

Kapibara fare türleri arasında en büyüğüdür. Vatanı Güney Amerika’dır. Oldukça tüylü bir vücudu vardır ve bu tüyler sayesinde çok soğuk hava koşullarında bile hayatta kalabilir. Etçil olmasıyla bilinen Kapibaraların boyu 1.40 ila 1.45 m arasında değişkenlik gösterir. Ağırlığı ise 70 kiloyu bulan bu fareler, hem suda hem de karada yaşamlarını devam ettirebilirler.

Farelerden kurtulmak için uygulanabilecek doğal çözümler malesef sınırlı sayıdadır. Farelerin girebileceği deliklerin etrafına nane yaprağı veya defne yaprağı bırakabilir yada çay ağacı yağı ve nane yağı sürebilirsiniz. Bunun yanı sıra farelerin sevdiği peynir,tahıl yada özellikle çikolata gibi besinlerle tuzak kurabilir ve farelerden kurtulabilirsiniz. Fare zehiri kullanmak fareden anında kurtulmanıza sebep olmaz, zehiri yiyen fare ancak birkaç gün içerisinde ölür. Evinizdeki veya iş yerinizdeki farelerden kurtulmanın en kısa ve en etkili yöntemi ilaçlatma yaptırmaktır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok sayıda fare türü bulunur. Bunlar bazıları ; ev faresi, fındık faresi, lağım faresi, kör fare, çatı faresi, tarla faresi, su faresi, orman faresi, pamuk faresi ve kanguru faresidir. Bu türler arasında sıkça karşımıza çıkanları ise ev faresi, fındık faresi ve lağım faresidir.

Fareler üreme yoluyla çoğalır ve adete üreme makineleridir. 19 ila 21 günlük bir gebelik süreleri vardır. Bir dişi fare her yıl yaklaşık 5 ila 10 kez hamile kalır ve 3 ila 14 yavru doğurabilir. Fareler her yıl çoğalırlar ve anne fare doğumdan hemen sonra tekrar çiftleşebilir.

Evinizi ilaçlattığınız firmayı iyi belirlemeniz gerekir. İlaçlama firması mutlaka size işlem öncesinde ve sonrasında ne yapmanız gerektiği konusunda bilgi vermelidir. İlaçlama sonrası ilaçlanan bölgeyi 2-3 saat kapalı tutmalı, daha sonra herhangi bir hastalığı bulunmayan sağlıklı bir kişi tarafından içeri girilerek pencere ve balkon kapıları gibi hava sirkülasyonu sağlayan bölümler açılmalıdır. Bu işlemi yapan kişi hızlı bir şekilde dışarı çıkmalı içeride gereksiz yere durmamalıdır. Evi havalandırdıktan sonra temizlik işleminizi yapıp, kullanıma devam edebilirsiniz. Yaptığınız temizlik işleminin ıslak temizlik olmamasına dikkat etmeniz de çok önemlidir.

Yaşam alanlarınızın ilaçlandığı sırada evde bulunmamanız gerekmektedir. Kullanılan ilaçlar solunmamalı aksi taktirde zehirlenmelere yol açabilmektedir. Varsa evcil hayvanınız için de aynı durum geçerlidir. Yapılan ilaçlama işlemini denetlemek isteyenleriniz olacaktır. Ancak bu sağlığınız için çok yanlıştır. Bu nedenle güvenebileceğiniz firmalardan yardım talep etmeli ve bölgeden uzaklaşmalısınız.

Marketlerden veya eczanelerden kolaylıkla temin edebileceğiniz Raid türündeki popüler haşare ilaçları fareleri öldürmek için de kullanılabilir. Ancak ne kadar etkili olduğu konusu tartışmalıdır. Fare zehirleri fareleri anında öldürmez. Bunun için zehiri yedikten sonra belirlir bir gün geçmesi gerekir.Farelerden kurtulmanın en etkili ve kesin yöntemi bir profosyonelden yardım almak olacaktır.

Marketlerden,eczanelerden veya tarım ilacı satılan yerlerden bu ilaçları temin edebilirsiniz. Ancak ilaçları kullanırken kendinizi ve sizinle birlikte yaşayan kişileri riske atmamak adına oldukça dikkatli olmanızda fayda var. Fareler insan sağlığı açısından büyük risk oluşturur. Bu nedenle işinizi şansa bırakmamalı, mutlaka ilaçlama işlemi için bir profosyonelden yardım almalısınız.

İlaçlama yapılırken, haşarelerin üreme ve gelişme süreçlerinin göz önünde bulundurulması büyük önem taşımaktadır. Yaptırılacak olan ilaçlama belirli aralıklarla ve düzenli bir şekilde yaptırılmalıdır. Larvalarının gelişim süreçleri de göz önüne alındığında, ilk ilaçlamadan sonra 15 gün arayla bir ilaçlama daha yapılması etkili bir sonuç almanıza yardımcı olacaktır.

Eczanelerde çeşitli haşareler için ilaçlar bulunmaktadır. Fareler için olan zehirli ilaçları da eczanelerden temin edebilirsiniz. Ancak bu ilaçların çoğu etkisizdir. Süpermarketlerden ve eczanelerden temin ettiğiniz haşere ilaçları, kokuludur veya diğer toksit maddeler ile zenginleştirilmiştir. Kullanımı ise oldukça basit olan bu ilaçları ilk kullandığınızda etkili olduğunu düşünürsünüz ancak üstünden birkaç gün geçtikten sonra fareler ile tekrar karşılaştığınızda hayal kırıklığı yaşama ihtimaliniz oldukça yüksektir. Söz konusu fareler olunca daha da dikkatli olmalı ve ilaçlama işlemini mutlaka bir profosyonele yaptırmalıyız.

Sağlıklı ve garantili bir ilaçlama yapmak istiyorsak , uzman bir ilaçlama firmasından yardım almak en doğru seçenek olacaktır. Tüm haşare türlerinde olduğu gibi fareler için de en doğru ilaçlama yöntemini belirlemek çok önemlidir. Haşare probleminizin neden kaynaklandığının, ne tür ilacın kullanılması gerektiğinin,kesin çözüme nasıl ulaşabileceğinizin ve ilaçlama işleminden önce ve sonra neler yapmanız gerektiğinin bilgisi sizlere mutlaka verilmelidir.

Fare ilaçlaması, tespit edildiği ilk anda vakit kaybetmeden yapılmalıdır. İlaçlama yapıldıktan sonra 24 saat ıslak temizlik yapmamalısınız. Yapılan ilaçlamanın etkili bir sonuç verebilmesi için belirli aralıklarla düzenli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Evinizi sık sık süpürmeli, silmeli ve havalandırmalısınız. Varsa evcil hayvanınızın temizliği de oldukça önemlidir. Dostlarınızı sık sık yıkamalı ve her yıkamadan sonra tüylerini taramalı ve tararken kontrol etmelisiniz.

Haşare ilaçları yoğun kimyasallar içerir,evde yapılması mümkün değildir. Bunun yerine profosyonel bir ilaçlama firmasından yardım almanız en doğru seçenek olacaktır. Unutmayın, haşareler sağlığınızdan daha kıymetli değildir.

Haşare ilaçları, içerdiği ağır kimyasallar sebebiyle insan sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu sebeple fare ilaçlamasını kendi başınıza yapmayınız. Eczanelerden satın alacağınız fare ilaçları yada zehirleri etkili bir sonuç almanızda size yardımcı olmayacak aksine zaman kaybı yaşamanıza sebep olacaktır. Mutlaka bir profosyonelden yardım alınız.

Fareler ile tek başına vereceğiniz mücadele zaman kaybı yaşamanıza hatta farenin sizi veya varsa evcil hayvanınızı ısırmasına sebep olabilir. Bu ısırık da beraberinde ciddi sağlık sorunları getirebilir. Bu sebeple fareden bir an önce kurtulmak hayati önem taşımaktadır. Eğer evinizde fare gördüyseniz vakit kaybetmeden bir ilaçlama şirketini aramalı ve onlardan kurtulmak için yardım istemelisiniz. Diğer tüm haşarelerde olduğu gibi farelerden de kurtulmanın en etkili ve kesin çözüm yolu ilaçlama yaptırmaktır.

Fareler için en uygun ilaçlama zamanı bahar aylarının başlangıcı olacaktır. Ancak her mevsim evlerimizde fare görmemizin mümkün olabileceğini unutmamakta fayda var. Fare ilaçlamasında dikkat etmemiz gereken en önemli şey zamandır. Fare görüldüğü ilk andan itibaren vakit kaybetmeden ilaçlama yapılmalıdır. En başından alınan önlemler en etkili çözümleri de beraberinde getirecektir.

Fareler genellikle pis ortamları severler. Ormanlarda, otlaklarda ve insan yapımı yapılarda rahatlıkla yaşayabilirler. Yani dış ortamlarda yada iç ortamlarda rahatça yaşamlarını sürdürebilirler. Parlak ışıklardan hoşlanmayan fareler, yuvalarını ise karanlık ve kuytu alanlara yapmayı tercih ederler.

Ne yazık ki, evinizde tek bir fare bulmak, samanlıkta iğne bulmaktan çok da farklı değildir. Bu küçük kemirgenler kendi kendilerine olduklarında nispeten sessizdirler. Kediler, yılanlar, baykuşlar, şahinler ve tilkiler dahil olmak üzere ana yırtıcıları usta avcılar olduğu için, nasıl mükemmel şekilde saklanacaklarını ve tespit edilmeden nasıl dolaşacaklarını çok iyi bilirler. Fareler gececidir, bu sebeple gündüz evinizde dolaşan bir fare gördüysen muhtemelen yuvası kalabalıklaşmıştır ve kendine yeni bir yuva arıyor olabilir. Yani harekete geçmek için tek bir fare görmeniz yeterli, muhtemelen devamı da vardır.

Evlerimizde fare istilasından kaçınmak için girebilecekleri delik, boşluk veya çatlakları onanarak işe başlayabiliriz. Bunun yanı sıra, pencere veya balkon kapılarımızı uzun süre açık bırakmak da farelere davetiye çıkartabilir. Fareler, pis ve dağınık ortamlara bayılırlar. Evimizin temizliğine önem vermek de ilk sırada gelir. Yere dökülen yemek kırıntıları, açıkta bırakılan besinler farelerin ziyafet çekmesi için yeterlidir.

Farelerin peynir sevdiği yıllardan beri bildiğimiz bir gerçektedir. Ancak farelerin en sevdiği yiyecek peynir değil çikolatadır. Çikolata, fareler için peynire göre daha cezbedici bir besin kaynağıdır. Bunun yanı sıra tahıl ve et yemekleri de farelerin gözde yiyecekleri arasındadır. Karbonhidrat açısından peynirden daha zengin gıdalar fareler için daha cazip olacaktır.

Evlerimizde veya iş yerlerimizde fareyle karşılaşma olasılığımız çok yüksektir. Açık kapı ve pencereler, duvardaki çatlak ve oyuklar, giderler farelerin girebileceği yerlerden bazılarıdır. Fareyi gözümüzle görmedik ama fare olduğundan şüpheleniyoruz. Fare olduğunu nasıl anlarız ? Bunun birçok cevabı vardır. Örneğin; fare dışkısı kolay ayırt edilebilen belirtilerdendir. Fare dışkıları genellikle kümeler halinde olur. Siyahtır ve çörek otuna benzer bir görüntüsü vardır. Dikdörtgen şeklinde ve küt uçludur. Bir diğer belirtilerden biri ise fare sesidir. Genellikle geceleri gezindikleri için bu sesleri uykunuzun en tatlı yerinde duymanız mümkündür. Sesleri genellikle gıcırtı şeklindedir. Bunun yanı sıra, mobilyalarınızda , yiyeceklerinizde, kapı kenarlarında yada kıyafetlerinizde fare kemirme izleri olabilir. Tüm bunlar evinizde fare olup olmadığını anlamanıza büyük ölçüde yardımcı olacaktır.

Farelerin gebe kalma süresi ortalama 19 ila 21 gündür. Bir dişi fare her yıl yaklaşık 5 ila 10 kez hamile kalır ve 3 ila 14 yavru doğurabilir. Fareler her yıl çoğalırlar ve anne fare doğumdan hemen sonra tekrar çiftleşebilir.

Fare istasyonları, bu hayvanlardan kurtulmanız için etkili ve güvenli çözümlerden biridir. Ortalama 50 metre aralıklarla yerleştirilen bu istasyonlar sayesinde insanlar ve diğer canlılar fare zehiriyle temas etmezler. Bu istasyonların üzerinde farelerin giriş ve çıkış yapabilecekleri delikler vardır. Fare, bu istasyonda zehri yer ve daha sonra buradan ayrılır. Karanlık olma özelliğiyle de farelerin ilgisini çeker. Aynı zamanda fare istasyonları,zehiri yağışlı ve rutubetli hava koşullarından da korur.

Ev fareleri kış boyunca kış uykusuna yatmazlar. Bu zamanı yiyecek aramaya ayırırlar, böylece daha sonrası için de yiyecek saklayabilirler. Soğuk kış şartları böylece fareleri daha sıcak ve daha kolay besin bulacakları yere yani evlerimize iter. Bu da sıcak aylara göre kışın fare istilasına yakalanma olasılığınızın daha yüksek olduğu anlamına gelir.

Fareler pis ortamlarda gezinen ve pek çok hastalığı da bünyesinde barındıran hayvanlardır. Hantavirüs, veba, leptospiroz bu hastalıklardan birkaçına örnektir. Bu hastalıkların bizlere bulaşması sadece fare ısırıklarıyla değil, fare dışkısı yoluyla da gerçekleşebilir. Bunun yanı sıra maddi olarak da ciddi hasarlar verebilen fareler, mobilyalarımızı, kıyafetlerimizi, kabloları, halılarımızı ve yiyeceklerimizi de kemirebilir.

Fareler saldırgan değildir ve genellikle insanları tehdit altında kaldıklarında veya köşeye sıkıştıklarında ısırırlar. Onlarla uğraşmadığınız sürece, ısırılma olasılığınız çok düşüktür. Uyurken bize yaklaşıp ısırma ihtimalleri de var tabiki. Ancak insanlar farelerden kat kat büyük olduğundan muhtemelen nefes sesimiz onlar için uçak sesi gibidir. Yine de korkusuz bir fare uyurken size yaklaşır ve ısırırsa, bunu da anında fark edebilirsiniz.

Fare zehiri yiyen farenin anında ölmesi mümkün değildir. Fare zehiri bünyesinde damar tıkanıklığı ve kanın pıhtılaşma sorununu tedavi etmekte kullanılan antikoagülan maddesini barındırır. Yüksek dozajlarda etkili madde içerdiği için kılcal damarlarda kanın çok hızlı hareket etmesine yol açar ve farelerin iç organlarının parçalanmasına neden olur. Bunun gerçekleşmesi için de birkaç gün gerekir.

Fare yavruları doğduklarında sağır, kör ve tüysüz olurlar. İlk 2-3 gün boyunca göremeyen ve duyamayan yavru fareler tamamen savunmasızlardır. 1 hafta içerisinde tüyleri çıkmaya başlar ve 2 haftadan sonra görme ve duyma yetilerini kazanırlar. 25 gün geçtikten sonra sütten tamamen kesilen yavrular,1 ay içerisinde de yetişkinlik evresine ulaşırlar.

Fare pastası, taze yem olarak da tabir edilen bir çeşit fare zehiridir. Etkin maddesi Difenacoum’dur. Diğer fare zehirleri gibi anında çözüm vermez, etki etmesi birkaç gün sürer. Genellikle fare pastasıyla birlikte fare istasyonu da alınması önerilir. Böylece fare dışında diğer canlıların ilaçla temasından kaçınılır.

Fare yapışkanları farelerin kontrollü bir şekilde ve hala canlıyken yakalanmasını sağlayan jel formunda bir ilaçtır. Kullanılması basit olan bu yapışkan sayesinde, fare hareketsiz kalır. İçerisinde zehir bulunmamaktadır, yapışkan özelliği oldukça yüksektir. Genellikle karton üzerine kalın tabaka halinde sürülür ve farelerin sevdiği yiyecekler yardımıyla bu bölgeye gelmeleri sağlanır.

Fareler memeli hayvanlar grubundadır. Bu sebeple doğurarak ürerler. Yavrularını da diğer memeli hayvanlar gibi sütle beslerler.

Fareler gececi hayvanlardır. Parlak ışıktan haz etmezler. Besin kaynaklarını genellikle bizler etrafta olmadığımız zamanlarda ararlar ki bunun için ise en uygun zaman gece saatleridir. Geceleri aktif olarak çalışan fareler, gündüzleri de dinlenmek ve uyumak için yuvalarına dönmeyi tercih ederler.

Fındık fareleri en çok karşılaştığımız fare türlerindendir. Boyutları ortalama 3 ila 10 cm arasındadır. Açık kahverengi, gri yada siyah renkte olabilirler. Fındık farelerinin dışkıları sivri uçludur ve çubuk şeklindedir. Genellikle geceleri aktif olsalar da gündüz de karşılaşmamız mümkündür.

Farelerden bulaşan mikrop ve hastalıklar genellikle fare ısırmaları yada fare dışkıları yoluyla bizlere bulaşır. Bu sebeple evimizde yada işyerimizde fare gördüğümüzde vakit kaybetmemiz çok önemlidir. Fareler ciddi hastalıklara yol açabilirler. Çok hızlı bir şekilde üreyen farelerden en kısa sürede kurtulmak için profosyonel bir ilaçlama firmasıyla iletişime geçmeniz gerekir.

Küçük hamam böceklerinin dışkıları, çekilmiş kahveye veya karabiberlere benzer. Daha büyük olan hamam böcekleri ise ucu olan ve aşağı doğru çıkıntıları olan koyu, silindirik dışkılar bırakır. Fare dışkılarıyla sıklıkla karıştırılır. Ancak ikisi arasındaki farkı anlayabilmemiz mümkündür. Fareler tüylerini yaladıklarından dışkılarında da tüy bulunur. Bu sayede ikisini birbirinden ayırmamız mümkündür.

Pencere veya balkon kapılarımızı uzun süre açık bırakmak farelere davetiye çıkartabilir. Bunun yanı sıra, duvarlarda, zeminlerde ve temellerde bulunan çatlaklar veya deliklerden de rahatlıkla evimize gelebilirler. Bu oyukları ve çatlakları onararak işe başlayabiliriz. Evimizin temizliğine de önem vermeliyiz, unutmayalım ki fareler pis ortamları severler. Yiyecek bulamazlarsa farelerin evlerimizde barınmayacağını da hatırlatmak gerekir. Bu sebeple açıkta yiyecek bırakmamak ve yere dökülen yemek kırıntılarını anında temizlemek de çok önemlidir. Çöplerimizi zamanında atmak da farelerin evlerimizden uzak durmasını sağlayacaktır.

Farelerin sudan çok yiyeceğe bağımlıdır. Susuz kalabilirler ancak yemek yemeden birkaç gün bile idare edemezler. Su ihtiyaçlarını çoğunlukla besinlerin suyundan giderebilirler. Bu sebeple besin kaynağı bulamayan fareler evinizden ayrılabilir. Ancak bu kesin değildir. Fareler her türlü besin kaynağını tüketebilir. Hepçil hayvanlardır. Tahıl ve meyveleri de çok severler.

En çok yapılan hata birkaç fare yakaladığınızda başlar.Fareleri yakaladığınızı ve bir çözüm bulduğunuzu düşünebilirsiniz. Ancak evinize kurduğunuz tuzaklara fare yakalanmamaya başladığında bir terslik olduğunu farkedebilirsiniz. Fareler tuzaklardan kaçınmayı öğrenebilirler. Bu sebeple tuzaklar her zaman etkili bir çözüm yolu değildir. Etkili ve kesin çözüm yolu her zaman ilaçlama yaptırmaktır. Bunun için profosyonel bir ilaçlama firmasından yardım alabilirsiniz.